Türkiye’nin döviz iştahı hala yüksek

2019’da Ekonomi Penceresi

Türk milleti olarak her konuda söyleyecek bir sözümüz mutlaka vardır; bilip bilmemek önemli değil. Hele konu siyaset ve ekonomi olunca; hükümetler kurar, hükümetler indiririz, Nobel ödüllü iktisatçılara taş çıkaran ekonomi yorumları yaparız. 

2018 yılı Türkiye açısından -siyasi problemler bir yana- tam bir ekonomi yılı oldu. Çarşı pazarda vatandaştan; ilk 500 ceo’larına kadar herkes ekonomi ile yatar ekonomi ile kalkar oldu. Görünen o ki; geçen yıldan kalan bakiyeler ve bu yıl gebe yeni gelişmeler yine enflasyondan kurlar, faizden işsizliğe birçok ekonomik gelişmeyi yakından ilgilendirecek.

Döviz yine zirvedeki yerini koruyacağa benziyor.  Maliye Bakanlığı 30 Eylül 2018 itibarıyla Türkiye’nin Brüt Dış Borç Stok rakamlarını 448,5 milyar doları olarak açıkladı. Dış borç stokunun milli gelire oranı ise %53,8. Aynı tarihte, Türkiye Net Dış Borç Stoku ise 286,2 milyar dolar gerçekleşmiş ve stokun milli gelire oranı %34,4 olmuştur.  Buna karşılık Merkez Bankası’nın net döviz rezervleri kabaca 30 milyar dolar. Bu da demek oluyor ki Türkiye ekonomisinin dövize olan iştahı hala yüksek. Döviz kazandırmaya yönelik tedbirler alındı ve alınmaya devam ediliyor. En son uygulama da özellikle yastık altındaki dövizleri piyasaya çıkarmaya yönelik “bireyler ve tüzel kişiler için döviz tahvili” çıkarılması. Geçen gün Mahfi Eğilmez’in ve IMF’nin 2019 Dolar tahmini herkesi tedirgin etti. IMF 10,23 lira, Mahfi Hoca 7,5 lira tahmin ediyor. Hükümetin YEP’inde ise 2019 dolar tahmini 6,3 lira. Hangisi tutturur bilinmez ama tek bildiğim hepsinin tahmininin bugünkü dolar kurundan yüksek olduğu/ olacağı. 

İşsizlik üzerinde durulması gereken problemlerin başında geliyor. İstihdama yönelik Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı teşvik ve destekleri verilmesine rağmen son açıklanan Ağustos rakamı yüzde 11,1. Genç nüfustaki (15-24 yaş) işsizlik oranı ise yüzde 20,8 ile yükselmeye devam ediyor. Ne yapıp edip gençlerimize iş bulmak zorundayız. Asgari ücretteki yüzde 26,05 artış oranı ve bu oranın domino etkisiyle mavi ve beyaz yakalara yansıması işverenlerin yükünü çok artıracak. Korkarım ki işten çıkarmalar ve kayıtdışı istihdam artabilir. Sosyal medya üzerinden aldığım bir mesajı aynen sizinle paylaşıyorum: “işveren memnun değil ağabey. 8 senedir çalıştığım yerden ağır geldiği için çıkarıldım, dün akşam öğrendim ve şu an işsizim .”

2018 enflasyonu yüzde 20,30 olarak açıklandı. Ekim ayındaki yüzde 25,24’lük orandan sonra düşüş gösterse de; sebeplerine bakmak gerekiyor. Gıda ve giyim barınma gibi temel ihtiyaçlarda hayat pahalılığı devam ederken, konut ve mobilya satışlarındaki KDV indirimi ve motorlu taşıtlarda ÖTV indiriminin enflasyondaki etkisi olumlu. 2019’da da enflasyonla mücadele devam edecek.

Merkez Bankasının yüzde 24 politika faiziyle, yüzde 60 politika faizi uygulayan Arjantin’den sonra Dünyada en yüksek faiz uygulayan ikinci ülkeyiz. Merkez Bankası’nın zamanında atmadığı adımların acı reçetesi bugün çıkıyor. Bu şartlarda yatırım yapmak, işletmelere finansman bulmak çok zor, zor olduğu kadar da pahalı. ”Tüm ekonomik kötülüklerin anası faizdir.” Atasözü gibi literatürümüze yerleşti. Faizleri düşürmeliyiz. Ancak, “faizler düşsün!” emriyle düşmüyor, bunu gördük. Başta cari açık ve ekonomik reformlar önemli. 

Ekonomiyle ilgili yakın takip edilmesi gereken gelişmeler var. Büyüme önemli, yüzde 7,4 rekor büyümelerden sonra 2018 üçüncü çeyrekte, yüzde 1,6 büyüdü. Çeyreksel bazda ise yüzde 1,1 daraldık. Son çeyrekte “eksi” büyüme ile mücadele önemli. Aksi durumda stagflasyonla karşı karşıya kalabiliriz.

Ticaret savaşları, Türkiye’nin komşularıyla ilişkileri ve yerel seçimler ekonominin gündeminde durmaya devam edecek.

Küçük küçük notlar

Merkez Bankası mal ve hizmet tedarikinde alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hallerde yıllık yüzde 21,25, alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderin tutarı 245,00 Türk Lirası olarak tespit etti.

Ekonomi için önemli göstergelerden olan imalat sanayi satın alma yöneticisi endeksi (PMI) Aralık’ta 44.2’ye gerileyerek sektördeki daralmanın devam ettiğini gösterdi.

Motosikletlerden alınan ÖTV oranı da sıfırlanırken, 1,600 cc altı motorlu araçların ÖTV’sindeki 15 puanlık indirim de üç ay daha devam edecek. Ticari araçlardaki yüzde 18 yerine yüzde 1 KDV uygulaması da üç ay daha sürecek.

Alkollü içeceklerden alınan maktu vergi yüzde 13.5 artırıldı. Bununla birlikte nisbi vergide değişiklik yapılmadı.

Konut satışlarında KDV oranı 31 Mart 2019’a kadar yüzde 18 yerine yüzde 8 olarak uygulanmaya devam edecek. Tapu harçlarındaki yüzde 4’ten 3’e indirim de aynı tarihe kadar devam edecek.

Mobilya sektöründeki KDV oranı da yüzde 18 yerine, yüzde 8 olarak uygulanmaya devam edecek. Beyaz eşyada uygulanan ÖTV oranı da sıfır olarak devam edecek.